Dünya çapında önemli 200 ekolojik bölgeden, Avrupada ise acil korunması gereken 100 ormandan biri olarak kabul edilen Kuzey ormanları da dahil bölgenin ekosistemini tehdit eden çılgın projeler halen gündemde. 3. Köprünin iki ayağı da karşılıklı yükselmeye başladı, 3. Havalimanı hakkında yürütmeyi durdurma kararı çıkmasına rağmen jet hızıyla ÇEDler hazırlanıyor; İstabula geri dönüşsüz zararlar verecek Kanal İstanbul projesiyle ilgiliyse hükümet ser verip sır vermiyor.
İstanbulun geleceğini etkileyecek bu üç proje hayata geçirilirse oluşacak etkileri kapsamlı bir bilimsel raporda bir araya getirdi. 16 bilim insanın katkılarıyla yedi aylık bir çalışma sonucu hazırlanan rapor bugün bir basın toplantısında tanıtıldı. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataçın koordinatörlüğünde düzenlenen toplantıda Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Prof. Dr. Emin Özsoy ve Prof. Dr Haluk Gerçek, projelerin İstanbulun yaşam destek sistemleri olan kuzey ormanları, su havzaları, tarım ve mera alanları, yer altı suları ile biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşturacağı tehditler hakkında bilgi verdi.
Belgradın iki katı yok olacak
İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümünde Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, İstanbulun son yıllarda hızlanarak artan kentleşme sürecinden bahsederek projelerin etkileneceği alanlarla ilgili genel bilgi verdi. Buna göre; 3. köprü ve bağlantı yolları 7650 hektarlık bölümünden geçecek. Bu alanın %80i orman, %5i madencilik alanı, %3ü ise mera. Üçüncü havalimanı için kesilecek ağaçalar da hesaba katılınca, 8.175 hektarlık bir alan yok olacak. Bu da 8 bin futbol sahası, ya da Belradın iki katı kadar alana karşılık geliyor.
ÇED Raporuna göre havalimanının etki alanı 12 kilometre
Gülersoy, 3. Havalimanı projesinin yapılacağı Yeniköy- Akpınar köyleri arasındaki alanın İstanbulun su ihtiyacını karşılayan 7 havzadan ikisinin, Terkos ve Alibeyköy Barajının bulunduğunu belirterek, ÇED raporunda barajların su seviyesinin azalacağının tespit edildiğini, etki alanının 12 kilometre olacağını sözlerine ekledi.
İstanbulda yapılması öngörülen bu projelerin yer seçimi kararlarının verilmesinden önce Kuzey Ormanları, su havzaları, tarım ve mera alanları, biyolojik çeşitlilik ve denizler üzerindeki dikkatle araştırılması gerekirdi. İstanbulu geleceğini ekileyecek bu üç proje düzenli bir sisteme oturtulmazsa beklenen yarardan çok çok daha fazla olumsuz etkiler yaratacaktır.
4. proje kurulacak yeni şehir
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, 15 milyonu geçen taş duvar metropolde planlanan üç projenin yanında havalimanın yanına kurulacak yeni şehrin de dördüncü bir proje olduğunu vurguladı. Tolunay tehlikeleri şöyle sıraladı:
Yılda ortalama 400 bin leylek, 200 bin yırtıcı kuş istanbulun üstünden geçiyor. 160-200 arası kuş türünden bahsediyoruz. Bern Sözleşmesi Ek2ye dahil olan türler var, bunların yaşam alanlarını bozmak kesinlikle yasak. 3. Köprü inşaatı sırasında kuşlara yönelik önlemler alınmadı. Endemik bitkilere dikkat edilmeden kesildi. ÇED raporunda endemik bitki varsa tohumları toplanıp gen bankasında saklanacağı, başka alanda ekileceği söyleniyor. O yeni yerde bu bitkiler yetişecek mi bilmiyoruz. Tolunay, üç projeyi ancak ayrı ayrı değerlendirebildiklerini, üçünün sinerjisini öngöremediklerini sözlerine ekledi.
Şehirleri otomobile uyurmaya çalıştık, tersini yapmalıyız
İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Haluk Gerçek projelerin temellendiği çarpık ulaşım politikalarına değindi, 1980den bugüne üç kat artan nüfusun yanında araba sayısının 11 kat arttığını vurguladı ve ekledi: Biz bugüne kadar şehirlerimizi otomobillere uydurmaya çalıştık. Otomobili kente uydurmamız gerekir. Trafik sorununu çözmek için yol kapasitesini arttırmak obez bir insanın kendini tedavi etmesi çin kemerini genişletmesi gibidir dedi.
İBBye göre 3. Köprü 2023′te tıkanacak
İBB Ulaşım Anaplanına göre 3. Köprünün de 2023 yılında tıkanacağını vurgulayan Gerçek, bu veriler de gösteriyor ki bu köprü yeni bir kentin inşasına hizmet için yapılıyor. Bunlar ulaşım projesi değildir, birkaç yıl içimde 4. Köprüyü de duyarsam şaşırmayacağım dedi.
TEMA Vakfı tarafından hazırlanan 160 sayfalık rapor, merkezi yönetim tarafından yapılmak istenen projenin İstanbula vereceği zararları uzman görüşleriyle aktarıyor. Felaket senaryosuyla ilgili diğer çarpıcı bilgiler ise şöyle:
- 3. Havalimanı kapsamında planlanan pist, apron, üst yapılar vb. ünitelerin hafriyat çalışmaları ile doğal orman alanları, canlı yaşamı barındıran yaklaşık 70 adet büyüklü küçüklü göl, gölcükler ve özellikle Terkos Gölünü besleyen dereler, tarım alanları ve mera alanları zarar görecek.
- Projelerin hava ve iklim olay ve düzeneklerinde oluşturacakları değişiklikler önce yöredeki küçük ölçekli iklimi, sonra da bölgesel iklimi etkileyecek. Projeler, yakın çevrelerindeki ısı ve nem akıları, sıcaklık, nemlilik, buharlaşma, bulutluluk ve rüzgar rejimleri ile alansal dağılış desenlerini etkileyerek, bu alanların birer kentsel ısı adasına dönüşmesine neden olacak.
- Kanal İstanbul projesi ile ilgili kamuoyuyla paylaşılan güzergah alternatifleri arasından yapılması en olası gözüken alternatif güzergahın Sazlıdere havzasından geçmesi durumunda, su varlıkları açısından sınırlı imkanlara sahip olan İstanbul ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacak.
- Türkiyenin 122 önemli bitki alanından biri olan Terkos-Kasatura kıyıları Kanal İstanbul projesinden olumsuz etkilenecek.
- Tarım arazileri hızla yapılaşmaya açılarak, tarım arazisi kaybı sadece kanalın geçtiği güzergahtaki tarım arazileri ile sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda kanal çevresinde oluşacak denetlenemez yapılaşmalar nedeniyle çok daha vahim boyutlara ulaşacak.
- Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan alanlarda yapılacak projeler ile Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Terkos Gölü, Ömerli havzası ve Batı İstanbul meraları zarar görecek.
- Karadeniz sahilindeki Kilyos kumulları, Ağaçlı kumulları, Alibeyköy Barajı çevresindeki Batı İstanbul meraları, Terkos havzası, İstanbul Boğazı, Şile kıyıları, Ömerli havzası ve Pendik vadisi gibi önemli doğa alanlarındaki ekosistemler de zarar görecek.
-Projeler Türkiyenin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme ihlal edilerek hayata geçirilecek. Türkiyenin taraf olduğu çevrenin korunması ile ilgili uluslararası sözleşmeler esas alınması ve uygulanması gereken kanun hükmündedir. Köprü ve bağlantı yolları projesi ile Türkiyenin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşme ihlal edilmektedir.
- Taraf olunan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü gereği herhangi bir sera gazı indirimi vaadinde bulunulmasa da, önemli karbon yutak alanları olan orman alanlarının tahrip edilmesi açıkça bu sözleşmelere de aykırıdır.
http://yesilgazete.org/blog/2014/03/25/tema-cilgin-projelerin-yikici-etkileriyle-ilgili-rapor-hazirladi/